Cebine Giren Para Değil, Orada Kalan Önemlidir

Gelirden önce alışkanlıklarını yönet. 2025’te bireylerin çoğu para kazanıyor ama çok azı parasını yönetiyor. Finansal okuryazarlık, ekonomik özgürlüğün ilk adımıdır.

7/28/20252 min read

person reading books
person reading books

Cebine Giren Para Değil, Orada Kalan Önemlidir

İnsanların gelirlerini artırmaya odaklandığı bir dünyada, asıl farkı yaratan şey çoğu zaman daha fazla kazanmak değil, kazandığını doğru yönetmektir. 2025 itibarıyla Türkiye’de bireylerin %71’i bütçe yapmadığını ya da bilinçli harcama planı oluşturmadığını belirtiyor. Bu da aslında finansal okuryazarlığın hâlâ yeterince içselleştirilmediğini gösteriyor.

Finansal okuryazarlık; sadece yatırım yapmayı bilmek değil, para ile ilgili kararları bilinçli ve sürdürülebilir şekilde verebilme becerisidir. Bütçeleme, harcama kontrolü, borç yönetimi ve tasarruf bilinci bu becerinin temel taşlarını oluşturur. Örneğin kredi kartını düzenli ödemeyenlerin büyük kısmı, faiz oranlarının aylık değil, yıllık gibi düşündüğünden borcunun büyüklüğünü hafife alıyor. 2025’te kart borcunu minimum ödeme ile kapatan bireylerin sayısı 6 milyona yaklaşmış durumda.

Peki bu konuya hâkim olmayanlar ne yapmalı? Öncelikle temel bir “harcama takibi” alışkanlığı edinmek gerekiyor. Günlük harcamaları bir uygulamayla ya da basit bir Excel tablosuyla yazmak, para yönetiminin ilk adımıdır. Hangi kategoriye ne kadar para gittiğini görmeye başladığında, harcama kararların otomatik olarak değişmeye başlar.

Finansal güvenlik yalnızca birikim yapmakla değil, acil durumlar için kenarda bir tampon oluşturmakla da ilgilidir. 2025 ilk yarı verilerine göre, Türkiye'de bireylerin %64’ünün acil durumlar için ayrılmış 1.000 TL bile birikimi yok. Bu durum, beklenmedik sağlık harcamaları ya da işsizlik gibi krizleri daha da derinleştiriyor. Oysa aylık gelirin sadece %10’unu kenara koymak, 1 yıl içinde acil durum fonunu oluşturmak için yeterli olabilir.

Yatırım tarafında ise küçük ama düzenli birikimlerin gücü giderek daha çok önem kazanıyor. Finansal okuryazarlığı yüksek bireyler, yatırım yaparken duygusal değil, veriye dayalı kararlar veriyor. 2025’te dijital bankacılık üzerinden yatırım fonlarına düzenli ödeme talimatı veren kullanıcı sayısı bir önceki yıla göre %78 arttı. Yani insanlar artık birikimi sadece “para arttığında” değil, “öncelik” hâline getirmeyi öğrenmeye başlıyor.

Bir başka dikkat çeken konu da finansal hedef belirleme alışkanlığı. Bir yıl içinde borçsuz yaşamak, 50.000 TL biriktirmek, pasif gelirle bir faturayı ödeyebilmek gibi hedefler; davranışları belirleyen güçlü unsurlar hâline geliyor. Çünkü ölçülmeyen şey yönetilemez.

Finansal okuryazarlık, sadece ekonomi bilmekle ilgili değil; kendi hayatının kontrolünü yeniden eline almakla ilgili bir disiplindir. Kazancın ne kadar olduğu değil, onu ne kadar akıllıca yönettiğin seni finansal olarak güçlü kılar. Ve bunu öğrenmek için ne zengin olmana, ne ekonomist olmana gerek var. Sadece başlamak yeter.