Kırılmalar ve Dengelenmeler: Türkiye Ekonomisinde 2025 Yazının Yeni Ritmi

Kırılmalar ve Dengelenmeler: Türkiye Ekonomisinde 2025 Yazının Yeni Ritmi

2025 yazında Türkiye ekonomisi, hem finansal hem de siyasi sarsıntılardan geçti; ancak bu dönemin sonunda bir dengeleme süreci başladığını gösteren işaretler ortaya çıktı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması Mart ayında piyasalarda ani çalkantıya yol açtı. Lira yüzde 12‑13 değer kaybederken, borsa endeksi neredeyse %9 düşüş yaşadı. Bu kriz sırasında Merkez Bankası yaklaşık 25–30 milyar dolar döviz satarak TL’yi istikrara çekmeye çalıştı.

Nisan ve Mayıs’ta toparlanma sinyalleri gelirken, Temmuz ayında Merkez Bankası yeniden faiz indirimine başladı ve politika faizini 300 baz puan indirerek %43’e çekti. Aynı zamanda üst koridoru %46 civarına düşürdü. Bu karar, piyasalarda dezenflasyon sürecinin başladığı beklentisini pekiştirdi. Enflasyon Haziran’da %35 seviyesine geriledi; yıl sonu beklentisi ise %29–30 bandında.

Büyüme tarafında 2025’in ilk çeyreğinde yıllık GSYH artışı %2 düzeyinde. Bu, hükümet hedefi olan %4’e göre oldukça düşük ve birçok sektör daralma yaşıyor. Özellikle sanayi ve tarımda küçülme var; büyümeyi inşaat sektörü, özellikle deprem sonrası yeniden yapılaşma ayakta tutuyor.

Dış görünümde yabancı yatırımcı güveni artmamış durumda. İlk yarıda yaklaşık 16 milyar dolar sermaye çıkışı yaşandı. Savunma sanayii ihracatında ise Avrupa ile yapılan yeni anlaşmalar dikkat çekiyor; bu gelişme sektöre yeniden ivme kazandırabilir.

Temmuz ayı Piyasa Katılımcıları Anketi, yıl sonu enflasyon tahminini %29,66, döviz kuru beklentisini 43,72 TL, GSYH büyüme beklentisini %2,9 olarak belirledi. Faiz beklentisi yıl sonunda %43,3 civarında şekillendi.

Tüketici güveni ve reel sektör güven endeksleri Temmuz’da gerileyerek temkinli bir panoramayı ortaya koyuyor. Bu da harcamalarda ve yatırımlarda dikkatli olunması gerektiğini gösteriyor.